EĞITIM-SEANS-WORKSHOP-FARKINDALIK SOHBETLER-SEMINERLER

Tüm çalışmalar Antalya Liman ve Lara bölgesinde ayriyeten Manavgat’ta yapılmaktadır. Keyifli döşenmiş ve sıcak ortamda deneyimli eğitmen ve terapistlerle beraber sizi aşağıdaki hizmetleri vermekteyiz: * REİKİ * Ezoterik Şifa* Innerspeak*yaşam Koçluğu*Tekrar Bağlantı* Theta Healing* Nefes koçluk ve özel seanslar* Mor Alev-Silver Violet Flame * 3.göz psişik güçlendirme *7 çakra kaynağı *Altın üçgen *Angel Light*Başmelek Mikail Enerjisi*Başmelek Cebrail enerjisi*Bolluk Bereket Reikisi *Büyük merkezi güneş uyumlaması *Derin şifa reikisi*DNA Şifası Reikisi *Dove güçlendirme *Eterik Kordon akımlarını güçlendirme *Full Spectrum Healing *Gümüş Mor Alev *Imara Reiki*Karmik ilişkileri aydınlatıcı reiki *Lighterian melek bağlantıları *Meleklerin Renkleri *Neptün gezegeni*Prana *Psişik korunma alevi *Rakama Reiki*Şans Reikisi *Takyon

13 Mayıs 2014 Salı

BAHÇEMİZDE AÇAN ŞİDDET ÇİÇEKLERİ


Dünyayı bir şiddettir bir terördür sardı ve aleni her yerde bunları içeren görüntüler yayınlanıyor. Ben bile mümkün olduğu kadar bu tür haberleri ve görüntüleri izlememeye, hele ki çocuğuma bunları hiç izlettirmemeye çalışıyorum. Bu şiddete çocuklarımız ve geleceğimiz için “Hele bir dur” demenin zamanı geldi artık… Neden mi? Bakın şimdi Google’da “yaşındaki çocuk” yazarak bir arama yaptırdım ve gelen başlıkları aşağıya yazıyorum…


yaşındaki çocuk şaka yaparken kendini astı.

yaşındaki çocuk evden kaçtı.

yaşındaki çocuk uçucu madde kullanıyor

yaşındaki çocuk babasını vurdu

yaşındaki çocuk bankadan para çaldı!

yaşındaki çocuk kardeşini öldürdü

yaşındaki çocuk Metroseksüel!..

yaşındaki çocuk kıskandığı 11 aylık kardeşini karnından bıçaklayıp öldürdü

yaşındaki çocuk 4. kattan atladı

yaşındaki çocuk arkadaşını öldürdü

yaşındaki çocuk kendinden 2 yaş büyük çocuğu bıçakladı!



Bu yukarıda verdiğim gazete başlıklarındaki çocuklar genelde 4 ila 7 yaş arasındaki çocuklar. Bu başlıkların oluşmasına bu küçücük çocukların bunları yapmasına neler sebep oluyor. Bunların asıl suçlusu kimler? Çocuklarına bir kısıtlama koymadan televizyondaki herşeyi olduğu gibi izleten ana ve babalar mı, rating ve yüksek izlenme oranları uğruna bu programları, filmleri, dizileri hazırlayanlar mı, yoksa bu programları denetlemeyen, yayınlanmasını engellemeyen, bu gidişe dur demeyen devlet veya devletler mi suçlu olan?

Çocuklar denetimsiz olarak televizyonu izlediklerinde; haberlerden; şiddeti, kan revan içinde yerde yatan yaralı ve ölüleri, birbirini kıyasıya döven insanları, elinde tabanca sokakta dolaşanları, sarhoş araba kullanıp sonra da polise küfredenleri, uyuşturucu kullanan ve tiner koklayanları, naklen terör olaylarını, rehin alınan ve öldürülen çocukları, dünyada yaşanan savaşı ve katliamı…

Magazin programlarından; ünlü olmanın nimetlerini(!), özel hayatların ortaya saçılarak neler elde edilebileceğini(!), özel hayatların izlenmesinin bir hak(!) olduğunu, şarkıcı ve manken, abla ve abilerin çekici(!) yaşamlarını, para kazanmanın kolay yollarını(!)...

Film ve dizilerden; ölümü, öldürülmeyi ve öldürme fiilini, ağa veya mafya babası olmak gereklikliğini, güç ve başarı için her yolun mübah olduğunu, silahları, bombaları ve savaşmayı, hızlı araba kullanmayı ve ileride bir trafik magandası olmayı, uyuşturucuyu ve sigarayı, lüks içinde bir hayat yaşamanın şart olduğunu, cinselliğin yaşından önce öğrenmesinin sakıncalı olabileceği detaylarını, uygulamalarını...

Çizgi filmlerden; Güçlü olmak gerektiğini, güçlü olmadan bu dünyada yaşamanın zor olduğunu, ve yine şiddeti, kanı ve ölümü, insanların da uçmasının normal olduğunu(!) ve bu yetiye sahip bir sürü kahraman zerzavatı, rüyalara girebilecek bir sürü garip yaratığı...

Onlar, görmemeleri ve öğrenmemeleri gereken bir yaşta, herşeyi görüyor ve öğreniyorlar…

Nerede benim eski televizyonum, haberler hakikaten haberlerdi, Babam, “Oğlum aç şu televizyonu da haberleri bir alalım” derdi… Oturup babamla birlikte dinlerdik ajansı… Kan, şiddet yoktu, şarkıcılar, mankenler o zamanlar haberlere çıkmazdı. Arka arkaya aynı görüntüler defalarca tekrar edilmezdi, ana ilke tarafsızlıktı, haberler iktidar olan hükümetin sözcülüğünü yapmaz ve o zamanlar, “dönek” yorumcular olmazdı… Magazin nedir bilmezdik, özel hayatın ipliği henüz pazara çıkmamıştı. Dizileri, filmleri ailece, hepberaber seyrederdik, masum bir öpücük sahnesi olduğunda ya kalkar içeriye giderdik ya da kafamızı başka yerlere çevirirdik. Ya bizim çizgi filmlerimiz, onlar bile bir başkaydı… Miki Fare, Donald Amca, Taş devri, Heidi, Vikingler, Jetgiller, Pembe Panter, Şeker kız Candy, He-Man, Uçan kaz, Arı Maya, Temel Reis, Tom ve Jerry ve daha niceleri, bunların hepsi bırakın zarar vermeyi, eğitici ve öğreticiydi… Biz şu andaki gibi şiddete, bu denli tanık olmadan büyüdük… Ya çocuklarımız, onları nasıl koruyacağız?

Şimdi yukardaki başlıklara dönersek;

“...yaşındaki çocuk 4.kattan atladı”

Neden atladı biliyor musunuz? Çocuk çizgi film seyretti, hani şu meşhur Pokemonları ve Pikachu gibi uçmak için cama çıktı ve kendini aşağıya bıraktı… Atlamadı yani; uçtu!

“...yaşındaki çocuk arkadaşını öldürdü”

Neden öldürdü biliyor musunuz? Çünkü “seyrettiği maçlardan sonra balkondan ateş etmek için”, “trafikte kendine yamuk yapan araç sahiplerine çekmek için”, “düğünlerde havaya ateş etmek için” kendilerine silah alan babalar ya da magandalar, bu silahları ortalıkta, çocuklarının ulaşabileceği yerlerde bıraktıkları için ve çocukların denetimsiz seyrettikleri filmlerde insanlar silahları birbirlerine doğrultarak ateş ettikleri için... Yani iki arkadaş babalarının silahı ile kendi filmlerini çevirmeye kalktığı için…

“... yaşındaki çocuk uçucu madde kullanıyor”

Neden kullanıyor biliyor musunuz? Çünkü çocuklar dizilerde, filmlerde, haberlerde tinercileri sık sık görüyorlar, analar, babalar çocukları yapıp sokağa salıyorlar, salmasalar da yedikleri dayaklardan evden kaçıyorlar, gördüklerini bir kere denemeye kalkıyorlar, sonra alışıyorlar, Tiner, Bally almak için Kap-kaç’a, hırsızlığa başlıyorlar, yakalandıklarında polis birşey yapamıyor, akşama kadar içeride tutuyor ve sonra serbest bırakıyor. Kimdir burada suçlu olan bu çocuklar mı? Yoksa onlara sahip çıkmayan ana babalar mı? Yoksa ana babaların sahip çıkmadığı bu çocuklara el varmeyen ve bu konuyu bir yara halinde bırakan devlet mi?

Küçük Hayatlara şiddeti sokan birşey de bilgisayarlar... Denetimsiz, kontrolsuz her oyunu oynayan çocuklarınıza ilgi gösterin, sahip çıkın... Şiddetin, kötülüklerin bir kaynağı da bu bilgisayar oyunları…

Bilgisayar oyunları çocuk beyni için bir uyaran vazifesi görüyor, devamlı oynadığı karakter ile kendini özdeşleştiren çocuk oyunu gerçek yaşam gibi algılamaya ve gerçek yaşamda da o karakter gibi davranmaya başlıyor.  Çocuğun sorumluluğundan kurtulmanın kolay bir yolu onu sokağa atar gibi bilgisayarın önüne atmak… Hiç oynamasınlar demiyorum, en azından ilgilenin. Çocuğun zeka gelişimini olumlu yönde etkileyen oyunlar da var… Onlara kendiniz oynayıp denemediğiniz oyunları oynatmayın, şiddet içeren oyunları almayın, bir şekilde alındıysa bile atın, silin…

Son yıllarda en popüler oyunlardan biri GTA (Grand Theft Auto) denilen oyun… Oyunda araba çalmak, araba parçalamak, adam dövmek, adam ezmek, adam öldürmek puan kazandıran şeyler… Eve sokulmaması gereken oyunlardan başta gideni yani… Bugüne kadar bakmadıysanız, bakın bakalım çocuğunuz ne oynuyor, odasındaki CD’lerinin arasında hangi oyunlar var? GTA’yı mutlaka göreceksiniz…Çeşitli silahlar ile önüne çıkan yaratıklara ateş eden, öldürdükçe puan kazandıran veya bölüm atlatan oyunlar yerine çocuğunuza onun zekasını geliştirecek, simulasyon veya strateji tarzı oyunlar alın. Bu tarz oyunları oynamaya teşvik edin onları... Hangi oyunlar mı bunlar? Simcity, Sims, Railroad Tycon, SimPark, SimHospital, Capitalism (Marketler kurup işletiyor ve para kazanıyorsunuz) ve benzeri oyunlar veya Empire Earth, Ace Of Mythology, Rome - Total War, Caesar lll, Rice Of Nations gibi şiddetten uzak Tarih ve Strateji oyunları ya da zaman zaman zevk alarak, stres atabilecekleri Need For Speed, Colin McRae Rally, King Of The Road gibi araba yarışı oyunları olabilir… Hatta FIFA 2005 ve NBA LIVE gibi spor oyunlarını da bunlara katabiliriz.

Canlarımızı şiddete kurban vermeyelim. Yapmamız gerekenler; Çocuklarımızla, onların herşeyleri ile ilgilenmek, onları denetimsiz bırakmamak, iyi ve faydalı birer birey olarak yetişmeleri için elimizden geleni yapmak, her zaman yanlarında olduğumuzu onlara hissettirmek... Kısaca onları sevmek, onlara sahip çıkmak...

Sadece kendi çocuğunuza da değil; bütün çocuklar bizim, hepsini kucaklayın, hepsini sarıp sarmalayın, onlar bizim geleceğimiz.



YAZAR: Reha Ersavcı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder