Dünyayı bir şiddettir bir terördür sardı ve aleni her yerde
bunları içeren görüntüler yayınlanıyor. Ben bile mümkün olduğu kadar bu tür
haberleri ve görüntüleri izlememeye, hele ki çocuğuma bunları hiç
izlettirmemeye çalışıyorum. Bu şiddete çocuklarımız ve geleceğimiz için “Hele
bir dur” demenin zamanı geldi artık… Neden mi? Bakın şimdi Google’da “yaşındaki
çocuk” yazarak bir arama yaptırdım ve gelen başlıkları aşağıya yazıyorum…
yaşındaki çocuk şaka yaparken kendini astı.
yaşındaki çocuk evden kaçtı.
yaşındaki çocuk uçucu madde kullanıyor
yaşındaki çocuk babasını vurdu
yaşındaki çocuk bankadan para çaldı!
yaşındaki çocuk kardeşini öldürdü
yaşındaki çocuk Metroseksüel!..
yaşındaki çocuk kıskandığı 11 aylık kardeşini karnından
bıçaklayıp öldürdü
yaşındaki çocuk 4. kattan atladı
yaşındaki çocuk arkadaşını öldürdü
yaşındaki çocuk kendinden 2 yaş büyük çocuğu bıçakladı!
Bu yukarıda verdiğim gazete başlıklarındaki çocuklar genelde
4 ila 7 yaş arasındaki çocuklar. Bu başlıkların oluşmasına bu küçücük
çocukların bunları yapmasına neler sebep oluyor. Bunların asıl suçlusu kimler?
Çocuklarına bir kısıtlama koymadan televizyondaki herşeyi olduğu gibi izleten
ana ve babalar mı, rating ve yüksek izlenme oranları uğruna bu programları,
filmleri, dizileri hazırlayanlar mı, yoksa bu programları denetlemeyen,
yayınlanmasını engellemeyen, bu gidişe dur demeyen devlet veya devletler mi suçlu
olan?
Çocuklar denetimsiz olarak televizyonu izlediklerinde;
haberlerden; şiddeti, kan revan içinde yerde yatan yaralı ve ölüleri, birbirini
kıyasıya döven insanları, elinde tabanca sokakta dolaşanları, sarhoş araba
kullanıp sonra da polise küfredenleri, uyuşturucu kullanan ve tiner
koklayanları, naklen terör olaylarını, rehin alınan ve öldürülen çocukları,
dünyada yaşanan savaşı ve katliamı…
Magazin programlarından; ünlü olmanın nimetlerini(!), özel
hayatların ortaya saçılarak neler elde edilebileceğini(!), özel hayatların
izlenmesinin bir hak(!) olduğunu, şarkıcı ve manken, abla ve abilerin çekici(!)
yaşamlarını, para kazanmanın kolay yollarını(!)...
Film ve dizilerden; ölümü, öldürülmeyi ve öldürme fiilini,
ağa veya mafya babası olmak gereklikliğini, güç ve başarı için her yolun mübah
olduğunu, silahları, bombaları ve savaşmayı, hızlı araba kullanmayı ve ileride
bir trafik magandası olmayı, uyuşturucuyu ve sigarayı, lüks içinde bir hayat
yaşamanın şart olduğunu, cinselliğin yaşından önce öğrenmesinin sakıncalı
olabileceği detaylarını, uygulamalarını...
Çizgi filmlerden; Güçlü olmak gerektiğini, güçlü olmadan bu
dünyada yaşamanın zor olduğunu, ve yine şiddeti, kanı ve ölümü, insanların da
uçmasının normal olduğunu(!) ve bu yetiye sahip bir sürü kahraman zerzavatı,
rüyalara girebilecek bir sürü garip yaratığı...
Onlar, görmemeleri ve öğrenmemeleri gereken bir yaşta,
herşeyi görüyor ve öğreniyorlar…
Nerede benim eski televizyonum, haberler hakikaten
haberlerdi, Babam, “Oğlum aç şu televizyonu da haberleri bir alalım” derdi…
Oturup babamla birlikte dinlerdik ajansı… Kan, şiddet yoktu, şarkıcılar,
mankenler o zamanlar haberlere çıkmazdı. Arka arkaya aynı görüntüler defalarca
tekrar edilmezdi, ana ilke tarafsızlıktı, haberler iktidar olan hükümetin sözcülüğünü
yapmaz ve o zamanlar, “dönek” yorumcular olmazdı… Magazin nedir bilmezdik, özel
hayatın ipliği henüz pazara çıkmamıştı. Dizileri, filmleri ailece, hepberaber
seyrederdik, masum bir öpücük sahnesi olduğunda ya kalkar içeriye giderdik ya
da kafamızı başka yerlere çevirirdik. Ya bizim çizgi filmlerimiz, onlar bile
bir başkaydı… Miki Fare, Donald Amca, Taş devri, Heidi, Vikingler, Jetgiller,
Pembe Panter, Şeker kız Candy, He-Man, Uçan kaz, Arı Maya, Temel Reis, Tom ve
Jerry ve daha niceleri, bunların hepsi bırakın zarar vermeyi, eğitici ve
öğreticiydi… Biz şu andaki gibi şiddete, bu denli tanık olmadan büyüdük… Ya
çocuklarımız, onları nasıl koruyacağız?
Şimdi yukardaki başlıklara dönersek;
“...yaşındaki çocuk 4.kattan atladı”
Neden atladı biliyor musunuz? Çocuk çizgi film seyretti,
hani şu meşhur Pokemonları ve Pikachu gibi uçmak için cama çıktı ve kendini
aşağıya bıraktı… Atlamadı yani; uçtu!
“...yaşındaki çocuk arkadaşını öldürdü”
Neden öldürdü biliyor musunuz? Çünkü “seyrettiği maçlardan
sonra balkondan ateş etmek için”, “trafikte kendine yamuk yapan araç
sahiplerine çekmek için”, “düğünlerde havaya ateş etmek için” kendilerine silah
alan babalar ya da magandalar, bu silahları ortalıkta, çocuklarının
ulaşabileceği yerlerde bıraktıkları için ve çocukların denetimsiz seyrettikleri
filmlerde insanlar silahları birbirlerine doğrultarak ateş ettikleri için...
Yani iki arkadaş babalarının silahı ile kendi filmlerini çevirmeye kalktığı
için…
“... yaşındaki çocuk uçucu madde kullanıyor”
Neden kullanıyor biliyor musunuz? Çünkü çocuklar dizilerde,
filmlerde, haberlerde tinercileri sık sık görüyorlar, analar, babalar çocukları
yapıp sokağa salıyorlar, salmasalar da yedikleri dayaklardan evden kaçıyorlar,
gördüklerini bir kere denemeye kalkıyorlar, sonra alışıyorlar, Tiner, Bally
almak için Kap-kaç’a, hırsızlığa başlıyorlar, yakalandıklarında polis birşey
yapamıyor, akşama kadar içeride tutuyor ve sonra serbest bırakıyor. Kimdir
burada suçlu olan bu çocuklar mı? Yoksa onlara sahip çıkmayan ana babalar mı?
Yoksa ana babaların sahip çıkmadığı bu çocuklara el varmeyen ve bu konuyu bir
yara halinde bırakan devlet mi?
Küçük Hayatlara şiddeti sokan birşey de bilgisayarlar...
Denetimsiz, kontrolsuz her oyunu oynayan çocuklarınıza ilgi gösterin, sahip
çıkın... Şiddetin, kötülüklerin bir kaynağı da bu bilgisayar oyunları…
Bilgisayar oyunları çocuk beyni için bir uyaran vazifesi
görüyor, devamlı oynadığı karakter ile kendini özdeşleştiren çocuk oyunu gerçek
yaşam gibi algılamaya ve gerçek yaşamda da o karakter gibi davranmaya
başlıyor. Çocuğun sorumluluğundan
kurtulmanın kolay bir yolu onu sokağa atar gibi bilgisayarın önüne atmak… Hiç
oynamasınlar demiyorum, en azından ilgilenin. Çocuğun zeka gelişimini olumlu yönde
etkileyen oyunlar da var… Onlara kendiniz oynayıp denemediğiniz oyunları
oynatmayın, şiddet içeren oyunları almayın, bir şekilde alındıysa bile atın,
silin…
Son yıllarda en popüler oyunlardan biri GTA (Grand Theft
Auto) denilen oyun… Oyunda araba çalmak, araba parçalamak, adam dövmek, adam ezmek,
adam öldürmek puan kazandıran şeyler… Eve sokulmaması gereken oyunlardan başta
gideni yani… Bugüne kadar bakmadıysanız, bakın bakalım çocuğunuz ne oynuyor,
odasındaki CD’lerinin arasında hangi oyunlar var? GTA’yı mutlaka
göreceksiniz…Çeşitli silahlar ile önüne çıkan yaratıklara ateş eden, öldürdükçe
puan kazandıran veya bölüm atlatan oyunlar yerine çocuğunuza onun zekasını
geliştirecek, simulasyon veya strateji tarzı oyunlar alın. Bu tarz oyunları
oynamaya teşvik edin onları... Hangi oyunlar mı bunlar? Simcity, Sims, Railroad
Tycon, SimPark, SimHospital, Capitalism (Marketler kurup işletiyor ve para
kazanıyorsunuz) ve benzeri oyunlar veya Empire Earth, Ace Of Mythology, Rome -
Total War, Caesar lll, Rice Of Nations gibi şiddetten uzak Tarih ve Strateji
oyunları ya da zaman zaman zevk alarak, stres atabilecekleri Need For Speed,
Colin McRae Rally, King Of The Road gibi araba yarışı oyunları olabilir… Hatta
FIFA 2005 ve NBA LIVE gibi spor oyunlarını da bunlara katabiliriz.
Canlarımızı şiddete kurban vermeyelim. Yapmamız gerekenler;
Çocuklarımızla, onların herşeyleri ile ilgilenmek, onları denetimsiz
bırakmamak, iyi ve faydalı birer birey olarak yetişmeleri için elimizden geleni
yapmak, her zaman yanlarında olduğumuzu onlara hissettirmek... Kısaca onları sevmek,
onlara sahip çıkmak...
Sadece kendi çocuğunuza da değil; bütün çocuklar bizim,
hepsini kucaklayın, hepsini sarıp sarmalayın, onlar bizim geleceğimiz.
YAZAR: Reha Ersavcı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder